Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
- The trainee could hardly bear the burden of the task.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
- To rule a country is not an easy task.
Sizin robotunuz yemekleri hazırlayacak, temizleyecek, bulaşıkları yıkayacak, ve diğer ev işlerini yapacak.
- Your robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.