Okul günlerimde başıboş olduğum için pişmanım.
- I regret having been idle in my school days.
Er ya da geç, bu başıboşluğundan pişman olacaksın.
- Sooner or later, you will regret your idleness.
Onun meşgul olduğunu sanıyordum ama tam tersine boştaydı.
- I thought he was busy, but on the contrary he was idle.
İnsanlar kadar zengin olurlarsa olsunlar, boşta olmamalılar.
- No matter how rich a man may be, he ought not to be idle.
Boş duran eller şeytanın aletidir.
- Idle hands are the devil's tool.
Makineler artık atıl durumda.
- The machines are idle now.
Bütün bir günü boşa geçirdi.
- He idled away a whole day.
O, boş fantezilere sahip gibi görünüyor.
- He seems to be possessed with idle fancies.
Aylaklık şeytanın atölyesidir.
- Idleness is the devil's workshop.
Gençliğimde aylak olduğuma pişmanım.
- I regret having been idle in my youth.
Onun başarısızlığı onun tembelliğinden dolayı idi.
- His failure was due to his idleness.
Tembellik yıkıma yol açar.
- Idleness leads to ruin.
Çalışma avareliğe tercih edilir.
- Work is preferable to idleness.
idle hours.
... Because idle hands are the devil's workshop. ...