to hurt, injure

listen to the pronunciation of to hurt, injure
English - Turkish

Definition of to hurt, injure in English Turkish dictionary

harm
{i} zarar

Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir. - It can harm your eyes to read in the sun's light.

O bir sineğe bile zarar veremez. - She can't even harm a fly.

harm
{f} kötülük etmek
harm
{f} zarar vermek

Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum. - I promise you I won't do anything to harm you.

Asla sana herhangi bir zarar vermek istemedim. - I never meant you any harm.

harm
{f} incitmek

Seni asla incitmek istemedim. - I never wanted to harm you.

Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın? - Are you aware of anyone who would want to harm Tom?

harm
kötülük yapmak
harm
halel getirmek
harm
zararı dokunmak
harm
zararı olmak
harm
zeval vermek
harm
dokunca
harm
fenalık yapmak
harm
zarara sokmak
harm
hasar
harm
kötülük

O iyilikten çok kötülük yapar. - It does more harm than good.

O iyilikten daha çok kötülük yaptı. - It did more harm than good.

harm
ziyan
to injure
zarar vermek
harm
(isim) zarar, hasar, kötülük, felâket
harm
(Askeri) ZARAR, FENALIK
English - English
{v} harm
to injure
{v} wrong
to injure
{v} disadvantage
to hurt, injure
Favorites