Acele etmek zorundasın.
- You have to hurry up.
Son treni yakalamak için acele etmek zorundasın.
- You have to hurry up so you'd catch the last train.
Acele etsen iyi olur.
- You'd better hurry up.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- Hurry up, or you'll miss the train.
Tom, çabuk ol. Geliyorum!
- Tom, hurry up. I'm coming!
Çabuk ol! Konser başlıyor.
- Hurry up! The concert is starting.