Sadece sana şans dilemek için uğradım.
- I just stopped by to wish you luck.
Sadece sana şans dilemek istedim.
- I just wanted to wish you luck.
Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır.
- Her wish is to become a good teacher.
Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım.
- I forced him into complying with my wish.
Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?
- Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?
O, sana en iyi dileklerini gönderdi.
- She sent you her best wishes.
O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
- She went against her parent's wishes, and married the foreigner.
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
- I hope your wishes will come true.
O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
- It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.