Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey.
- It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- This is a picture of her own painting.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
O kendisinin en kötü düşmanıdır.
- She is her own worst enemy.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
- Nobody is his own enemy.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Kendi avukatını edinmek istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to get your own lawyer?
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.