Sözlerinizi yerine getirmek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.
- You should do your best to carry out your promises.
Onun için planı uygulamak kolay.
- It is easy for him to carry out the plan.
Planı uygulamak zordu.
- It was difficult to carry out the plan.
O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.
- He had to call on all his experience to carry out the plan.
Bu planı gerçekleştirmek zordur.
- It is hard to carry out this plan.
O, planını gerçekleştiremedi.
- He could not carry out his plan.
Onun teklifini gerçekleştirmelisin.
- You should carry out his offer.
And so the little Rabbit was put into a sack with the old picture-books and a lot of rubbish, and carried out to the end of the garden behind the fowl-house.