to hold possession of; to hold

listen to the pronunciation of to hold possession of; to hold
English - Turkish

Definition of to hold possession of; to hold in English Turkish dictionary

surprise
sürpriz

Ne güzel bir sürpriz! - What a nice surprise!

Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz. - To our great surprise, he suddenly resigned.

surprise
şaşkınlık

Tom şaşkınlıktan yakalandı. - Tom was caught by surprise.

Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar. - After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.

surprise
şaşkınlık uyandırmak
surprise
hayret uyandırmak
surprise
birini şaşırtmak
surprise
bir yere baskın yapmak
surprise
birini gafil avlamak
surprise
{f} hayret ettirmek
surprise
baskın yapmak
surprise
beklenmedik anda yakalamak
surprise
{i} baskın

Ordumuz kırallığa baskın yaptı. - Our army took the kingdom by surprise.

surprise
{f} oyuna getirmek
surprise
{f} (birine) sürpriz yapmak; (birini) şaşırtmak
surprise
(isim) sürpriz, baskın, hayret, şaşkınlık
surprise
beklenmedik

Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi. - Receiving a gift from you was an unexpected surprise.

Ne beklenmedik bir sürpriz! - What an unexpected surprise!

surprise
birden karşısına çıkarmak
surprise
surprise package içinden umulmadı
surprise
{i} sürpriz; şaşkınlık; hayret
surprise
{f} sürpriz yapmak

Tom Mary'ye sürpriz yapmak istedi. - Tom wanted to surprise Mary.

Tom'a sürpriz yapmak istedim. - I wanted to surprise Tom.

English - English
surprise