to hit deliberately with a projectile, especially in the head

listen to the pronunciation of to hit deliberately with a projectile, especially in the head
English - Turkish

Definition of to hit deliberately with a projectile, especially in the head in English Turkish dictionary

bean
fasulye

Fasulyeleri dökmeyin. - Don't spill the beans.

Bahçemde fasulye ekiyorum. - I am planting beans in my garden.

bean
{i} tane, tohum
bean
(Gıda) bakla

Tom yalan söyleyecekti ama baklayı ağzından kaçırmakla sonuçlandırdı. - Tom was going to lie, but he ended up spilling the beans.

Fıstık, baklagil veya fasulye ailesinin parçasıdır. - Peanuts are part of the legume or bean family.

bean
ufak olan
bean
şekerfasulyesi
bean
çekirdek

Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanır. - Mame uses a coffee mill to grind coffee beans.

Çikolata kakao çekirdeklerinden yapılır. - Chocolate is made from cocoa beans.

bean
(bakla/bezelye/kahve/vb.) tane
bean
(isim) fasulye, tane; metelik, dost, kafa, akıl, kelle, saksı (kafa); adam
bean
{i} kelle
bean
{i} tane

Kavanozda kaç tane fasulye var? - How many beans are in the jar?

E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir. - Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.

bean
beanpole fasulye sırığı
bean
{i} kafa
bean
{i} metelik
bean
argo baş
bean
{i} adam

Adam tatilinden çok enerjik döndü. - The man returned from his vacation full of beans.

bean
çok uzun boylu kimse
bean
{i} dost
bean
{i} saksı (kafa)
bean
diğer bitkilerde tane fasulyeye benzeyen şey
English - English
bean

The pitcher beaned the batter, rather than letting him hit another home run.

to hit deliberately with a projectile, especially in the head
Favorites