English - Turkish
Definition of to hem in; to waylay; to surround; to besiege; to blockade in English Turkish dictionary
- beset
- {f} (be.set, --ting)
- beset
- {f} sarmak
- beset
- sıkıştırmak
- beset
- etrafını sarmak
- beset
- dört bir yandan saldırmak
- beset
- etrafını çevirmek
- beset
- kuşat
Sorun zorluklarla kuşatıldı.
-The problem was beset with difficulties.
- beset
- dört bir yandan saldırmak/çevirmek ve saldırıya hazırlanmak
- beset
- rahat bırakmamak
- beset
- üzerine koymak
- beset
- kuşatmak, etrafını sarmak
- beset
- etrafını almak
- beset
- {f} -e sıkıntı vermek
- beset
- üzerine varmak
- beset
- {f} -i kuşatmak, -in etrafını sarmak/çevirmek
- beset
- (fiil) rahat vermemek, kuşatmak, sarmak
- beset
- sıkıştır
- beset
- besettingyakayı bırakmayan
Related Terms
English - English
Definition of to hem in; to waylay; to surround; to besiege; to blockade in English English dictionary
- beset
to hem in; to waylay; to surround; to besiege; to blockade
Hyphenation
to hem in; to waylay; to surround; to besiege; to block·adePronunciation
Resimler
Favorites