to have habitually in stock for sale

listen to the pronunciation of to have habitually in stock for sale
English - Turkish

Definition of to have habitually in stock for sale in English Turkish dictionary

keep
saklamak

Onu bir sır olarak saklamak zorundayım. - I have to keep it a secret.

Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir. - This safe is for keeping valuables.

keep
{f} tutmak: .It'll keep you warm. Seni sıcak tu(Tarih) She keeps a diary. Günlük tutuyor. He keeps the books. Defter tutuyor
keep
{f} korumak

Kendini soğuktan korumak için kazak giydi. - He wore a pullover sweater to keep from getting cold.

Orijinal fikrini kopyalanmaktan korumak için, Henry suskunluğa başvurdu. - In order to keep his original idea from being copied, Henry resorted to reticence.

keep
almak

Onu içeriye sokmamak için, ihtiyati tedbirler almak zorunda kaldım. - I would have to take precautionary steps to keep him out.

keep
kale

Tom ilk kez Mary'yi eve getirdiğinde onun annesi bu bir kaleci. dedi. - The first time Tom brought Mary home, his mother said, This one's a keeper.

Çocuk kalemlerini keskin tutmayı severdi. - The boy liked to keep his pencils sharp.

keep
yiyecek

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir. - Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.

Bütün bu yiyecekleri tutacak bir yerimiz yok. - We have no place to keep all this food.

keep
(belli bir durumda) engellemek
keep
yemek

Tom'u çok yemekten engelle. - Keep Tom from eating too much.

Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar. - Mary keeps her best dishes in that cabinet.

keep
elde tutmak
keep
bulundurmak
keep
(İnşaat) korumak, muhafaza etmek
keep
{f} kalmak

Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir. - It is essential to keep calm in a time of crisis and avoid going haywire.

Sadece sessiz kalmak zorundasın. - You have only to keep silent.

keep
idame etmek
keep
{f} işletmek
keep
hıfzetmek
keep
sahibi olmak
keep
metres olarak tutmak
English - English
keep
to have habitually in stock for sale

    Hyphenation

    to have ha·bi·tu·al·ly in stock for sale

    Turkish pronunciation

    tı häv hıbîçuli în stäk fôr seyl

    Pronunciation

    /tə ˈhav həˈbəʧo͞olē ən ˈstäk ˈfôr ˈsāl/ /tə ˈhæv həˈbɪʧuːliː ɪn ˈstɑːk ˈfɔːr ˈseɪl/
Favorites