to hasten, as the occurrence of an event

listen to the pronunciation of to hasten, as the occurrence of an event
English - Turkish

Definition of to hasten, as the occurrence of an event in English Turkish dictionary

accelerate
hızlandırmak
accelerate
{f} hızlanmak
accelerate
{f} özendirmek
accelerate
sürat vermek
accelerate
ivmek
accelerate
süratini artırmak
accelerate
hız kazandırmak
accelerate
süratlendirmek
accelerate
ivdirmek
accelerate
hızlandırma
accelerate
hızlandır

Yenin değerlenmesi o şirketin düşüşünü hızlandırdı. - The yen's appreciation accelerated the decline of that company.

Arabasını hızlandırdı ve beni geçti. - He accelerated his car and overtook me.

accelerate
{f} gaza basmak
accelerate
tesri etmek
accelerate
{f} çabuklaştırmak
accelerate
{f} hız kazanmak
accelerate
{f} canlandırmak
English - English
accelerate

to accelerate our departure.

to hasten, as the occurrence of an event
Favorites