O, polise para teklif etmek nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı.
- He was jailed for offering money to the police.
Sana bir iş teklif etmek istiyorum.
- I'd like to offer you a job.
Onun şirketi halka arz hisse sattığında Tom milyarder oldu.
- Tom became a billionaire when his company sold shares in an initial public offering.
Tom herhangi bir açıklama sunmadı.
- Tom didn't offer any explanation.
Bu okul İngilizce, Fransızca ve İspanyolca kursları sunmaktadır.
- This school offers English, French and Spanish courses.
Mağaza yakında kapanıyor ve her şeyi yarı fiyata sunuyor.
- The store is closing soon and is offering everything at half price.
Biz rekabetçi fiyatlandırma öneriyoruz.
- We offer competitive pricing.
The opportunity, however, did not offer till next morning, for Phoebe did not come to bed till long after I was gone to sleep.