O, bana kapıyı kapatmamı emretti.
- He commanded me to shut the gate.
İki asker kapıda nöbet tuttu.
- Two soldiers kept guard at the gate.
Tom kapının mandalını açmaya çalışmak için açıklıktan çite ulaştı.
- Tom reached through the gap in the fence to try to unlatch the gate.
Onların evinin giriş kapısı burasıdır.
- This is the main gate to their house.
Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.
- A car was blocking the gateway.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Eğer uçağın kaza yapacağını birine söylersen, bu söylem hiç bir şey ifade etmeyecek.
- If you say this to someone whose plane is going to crash, this phrase is not going to mean anything.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Have you ever shown your scar to someone?