Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
 - They formed a company to control it.
El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
 - Hand washing is one way to control bacteria.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
 - Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
 - Inflation is getting out of control.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
 - You must control yourself.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
 - Try to control yourself.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
 - The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
 - Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Tom beni denetimde bıraktı.
 - Tom left me in control.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
 - He who seeks to control fate shall never find peace.