to go or come after, pursue, imitate

listen to the pronunciation of to go or come after, pursue, imitate
English - Turkish

Definition of to go or come after, pursue, imitate in English Turkish dictionary

follow
izlemek

Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir. - All you have to do is follow me.

Tom bizim kurallarımızı izlemek zorundadır. - Tom has to follow our rules.

follow
{f} takip etmek

Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir. - It's important to follow a strict diet.

Tom'un Mary'yi takip etmekten başka hiçbir seçeneği yoktu. - Tom had no choice but to follow Mary.

follow
takip

Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi. - The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.

Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder. - His dog follows him wherever he goes.

follow
itaat etmek
follow
kollamak
follow
anlamak
follow
hemen ardından yer almak
follow
dikkatle dinlemek
follow
-in ardından gelmek
follow
uymak

Bütün üyeler bu kurallara uymak zorundadırlar. - All members must follow these rules.

Her zaman kurallara uymak zorundayız. - We always have to follow the rules.

follow
{f} sonra gelmek
follow
peşini bırakmamak
follow
arkasından yetişmeye çalışmak
follow
çıkmak

Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle. - If you want to get out of here alive, follow me.

follow
(Askeri) UP ECHELON (AIR TRANSPORT): İNDİRME TAKVİYE KADEMESİ (HAVA ULAŞTIRMA): İndirme hedef bölgesine, hücum kademesinden sonra intikal eden unsurlar
follow
follow after peşinden gitmek
follow
bilardoda bir vuruş
follow
mesleğinde çalışmak
follow
{f} sürdürmek
follow
anlaşılmak
English - English
{v} follow
to go or come after, pursue, imitate
Favorites