Tom uzaklara gitmek istemiyor.
- Tom doesn't want to go away.
Uzaklara gitmek istemiyorum.
- I don't want to go away.
Gitmek biraz zaman alacaktır.
- It will take a while to go away.
Uzaklara gitmek istemiyorum.
- I don't want to go away.
Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak.
- Please go away and stop annoying me.
Bir süre uzaklaşmalıyım.
- I have to go away for a while.
Gökdelen'in bataklığa batması bekleniyor.
- The skyscraper is expected to sink into the bog.
I lied to him to appease him so he would bug off.
... hear, swipe it away. ...
... When she's away, vice versa. ...