O, onun öldürülüşüne tanıklık etti.
- She witnessed him being killed.
Tanık onun adını açıkladı.
- The witness stated his name.
Yakındaki bir okulda birçok çocuk uçak kazasına şahit oldu.
- Many children at a nearby school witnessed the plane crash.
Tom geride hiç şahit bırakmadı.
- Tom left no witnesses behind.
O cinayete tanıklık etti.
- He witnessed the murder.
Tek tanığımız tanıklık yapmayı reddediyor.
- Our only witness is refusing to testify.