to give strength

listen to the pronunciation of to give strength
English - Turkish

Definition of to give strength in English Turkish dictionary

nerve
{i} sinir

Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi. - I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.

Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu. - Tom's way of speaking got on my nerves.

nerve
(Tıp) Sinir, veter, asap, nervus
nerve
{i} asap
nerve
{i} cüret

Onu izlemeye cüret edemem. - I don't have the nerve to watch it.

Sormadan arabamı almaya cüret etti. - He had the nerve to take my car without asking.

nerve
yüzsüzlük
nerve
nerve oneself metanetini takınmak
nerve
arsızlık
nerve
damar/cesaret/sinir
nerve
{f} guçlendirmek
nerve
kanat veya yaprak damarı
nerve
{i} soğukkanlılık, cesaret
nerve
{i} damar (yaprak)
nerve
{f} cesaret vermek
nerve
nerve agent sinirleri altüst edenn
nerve
sinirlere hakim olma
nerve
(isim) asap, sinir, cüret, yüzsüzlük, cesaret, soğukkanlılık, çaba, gayret, damar (yaprak)
English - English
nerve

The liquor nerved up several of the men after their icy march.

to give strength

    Turkish pronunciation

    tı gîv strengkth

    Pronunciation

    /tə ˈgəv ˈstreɴɢkᴛʜ/ /tə ˈɡɪv ˈstrɛŋkθ/
Favorites