Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to give something colour

listen to the pronunciation of to give something colour
English - Turkish

Definition of to give something colour in English Turkish dictionary

colour
{i} renk

On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır. - There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours.

Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var. - The Indian flag is called the tricolour because it has stripes of three colours – saffron, white and green.

colour
{f} renk vermek
colour
renklenmek
colour
canlılık
colour
hareketlilik
colour
yüzü kızarmak
colour
renklendirmek
colour
renk değiştirmek
colour
{f} renklendir

Onun yerine bana söyleyebilir misin, neden ekrandaki gezegenler oldukları şekilde renklendirilmiştir? - Can you tell me instead, why the planets on the screen are coloured the way they are?

colour
colour kızar/etkile/boya
colour
{i} ten rengi

İnsanlar ten rengine göre yargılanıyor. - People are judged by their skin colour.

colour
(isim) renk, ten rengi, yüz rengi, bet beniz, boya, dış görünüş, canlılık, coşkunluk, ton, içyüzü, gerçek yüz, maske, nüans, forma
colour
{i} forma
colour
{i} içyüzü
colour
(fiil) renk vermek, boyamak, renk katmak, kızarmak, saptırmak, renklendirmek, abartmak, çarpıtmak
colour
{i} dış görünüş
colour
{i} ton
colour
{f} abartmak
colour
{i} nüans
English - English
colour
To give something color
color