English - Turkish
Definition of to give anything nauseous to in English Turkish dictionary
- dose
- {i} doz
İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
-It's time you had a dose of your medicine.
Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.
-Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
- dose
- (Denizbilim) verit
- dose
- miktar
- dose
- düze
- dose
- belli bir dozda ilaç vermek
- dose
- (fiil) dozunu ayarlamak; belli ölçüde ilaç vermek; şaraba alkol katmak
- dose
- (Tıp) Bir ilacın muayyen zamanda alınacak miktarı, doz
- dose
- tatsız bir şey vermek
- dose
- {i} cinsel hastalık kapma
- dose
- ilâç almak
- dose
- (Tıp) Muayyen miktarda ilaç vermek
- dose
- {i} kamışı kırma
- dose
- {i} bir parça
- dose
- bir defada alınan ilâç miktarı
- dose
- belirli miktarda ilâç vermek
- dose
- {f} belli ölçüde ilaç vermek
- dose
- doz,v.dozunu ayarla: n.doz
- dose
- bir doz ilaç ver
Related Terms
English - English
Definition of to give anything nauseous to in English English dictionary
- dose
to give anything nauseous to
Hyphenation
to give a·ny·thing nau·seous toTurkish pronunciation
tı gîv enithîng nôşıs tıPronunciation
/tə ˈgəv ˈenēˌᴛʜəɴɢ ˈnôsʜəs tə/ /tə ˈɡɪv ˈɛniːˌθɪŋ ˈnɔːʃəs tə/
Resimler
History
Favorites