to give a receipt for

listen to the pronunciation of to give a receipt for
English - Turkish

Definition of to give a receipt for in English Turkish dictionary

receipt
{i} makbuz

O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı. - He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.

Bir makbuz istiyorum, lütfen. - I'd like a receipt, please.

receipt
{i} tarife
receipt
alışveriş fişi
receipt
(Ticaret) alındı belgesi
receipt
alındı makbuzu
receipt
alma

Makbuzunuzu almayı unutmayın. - Don't forget the receipt.

Bir makbuz almayı unutma. - Be sure to get a receipt.

receipt
hasılat
receipt
reçete
receipt
alınma
receipt
fiş

Tom fişi Mary'ye verdi ve onu cüzdanına koymasını söyledi. - Tom gave Mary the receipt and told her to put it in her purse.

Fişimi kaybettim. Hâlâ bir geri ödeme alabilir miyim? - I lost my receipt. Can I still get a refund?

receipt
ç.gelir
give a receipt
(Kanun) makbuz ita etmek
receipt
{f} makbuz vermek
receipt
(Askeri) SENET, MAKBUZ: Alınan para veya mal karşılığında verilen yazılı belge
receipt
ödendi kabul et
receipt
{i} yemek tarifi
receipt
alındı,makbuz
receipt
{i} makbuz, alındı; fiş
receipt
{f} fiş vermek
English - English
{v} receipt
to give a receipt for

    Hyphenation

    to give a re·ceipt for

    Turkish pronunciation

    tı gîv ı risit fôr

    Pronunciation

    /tə ˈgəv ə rēˈsēt ˈfôr/ /tə ˈɡɪv ə riːˈsiːt ˈfɔːr/
Favorites