Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.
- A wife who can be quiet is a gift of God.
Bu armağanı kabul edemem.
- I cannot accept this gift.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
- Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
Bu hediye sizin için.
- She meant this gift for you.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Yetenekli bir sanatçıdır.
- She is a gifted artist.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
Ödül olarak bir Playstation Vita aldım.
- I received a Playstation Vita as a gift.
Tom ödülü isteksizce kabul etti.
- Tom reluctantly accepted the gift.