to get the better of

listen to the pronunciation of to get the better of
English - Turkish

Definition of to get the better of in English Turkish dictionary

best
{i} en iyisi

Yeteneğimin en iyisine göre görevimi yapacağım. - I will do my duty to the best of my ability.

Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir. - It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.

best
feriştah
best
ekstra
get the better of
(Konuşma Dili) zafer kazanmak
get the better of
(Konuşma Dili) üstün gelmek
get the better of
galip gelmek
get the better of
üstesinden gelmek
get the better of
(Konuşma Dili) kazanmak
best
yapabileceğinin en iyisi

Yapabileceğinin en iyisi bu mu? - Is that the best you could do?

Yapabileceğinin en iyisini yaptın. - You've done the best you can do.

best
en iyi taraf/yan/kısım
best
en
best
en çok

O en çok seyahat etmekten hoşlanır. - She likes traveling best of all.

En çok hangi konuları seversin? - What subjects do you like the best?

get the better
daha iyisini al
get the better of
yenmek
get the better of
hakkından gelmek
get the better of
üstün çıkmak
best
{s} en iyi

Babana en iyi dileklerimle. - Best regards to your father.

Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar. - Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.

to get better
daha iyi almak
best
en iyi şekilde

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi. - He made the best of the opportunity.

Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir. - Time is a precious thing, so we should make the best use of it.

best
{f} yenmek
best
{s} (good ve well'in enüstünlük derecesi) en iyi, en hoş, en uygun
best
{s} birinci sınıf
best
{f} geçmek

Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım. - I'll do my best to pass the examination.

Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir? - What's the best way to contact you?

best
{f} alt etmek
best
baskın çıkmak
get the better
daha iyisini almak
get the better
(deyim) get the better of someone yenmek,alt etmek,hakkından gelmek,üstün çıkmak
get the better of
alt etmek
get the better of
üstün olmak
English - English
best
gain an advantage over
To overwhelm or overcome; to influence heavily; to tend to control or persuade

Many people returned to work a bit anxious, they acknowledged, but grimly determined not to let terrorists get the better of them.

win a victory over; "You must overcome all difficulties"; "defeat your enemies"; "He overcame his shyness"; "She conquered here fear of mice"; "He overcame his infirmity"; "Her anger got the better of her and she blew up
have the last laugh
to get the better of

    Hyphenation

    to get the bet·ter of

    Turkish pronunciation

    tı get dhi betır ıv

    Pronunciation

    /tə ˈget ᴛʜē ˈbetər əv/ /tə ˈɡɛt ðiː ˈbɛtɜr əv/
Favorites