Bu durumdan kurtulmak zorundayım.
- I have to get out of this situation.
Boston'dan kurtulmak zorundaydım.
- I had to get out of Boston.
Tom yangın çıkışını işaret etti.
- Tom pointed to the fire escape.
Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
- Her name often escapes me.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Brian onunla bir ilişki başlattığına pişman ve ondan kaçmak istiyor.
- Brian regrets starting a relationship with her and wants to escape from her.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.