O, soluk bir pamuk etek giymişti.
- She was dressed in a faded cotton skirt.
O gömleği deneyin; ince pamuktan yapılmıştır.
- Try on that shirt. It's made of fine cotton.
Ben bir pamuklu çubukla kulak zarımı patlattım.
- I punctured my eardrum with a cotton bud.
Yazın pamuklu gömlekler giyerim.
- In the summer, I wear cotton shirts.