Adam hareketsiz yatıyordu.
- The man lay motionless.
Mary başıyla hafif bir hareket yaptı.
- Mary made a slight motion with her head.
Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.
- The patrolman motioned me to pull over.
Onun oturması için ona işaret ettim.
- I motioned for her to sit down.
He motioned for me to come closer.