to gain or obtain access to

listen to the pronunciation of to gain or obtain access to
English - Turkish

Definition of to gain or obtain access to in English Turkish dictionary

access
giriş

Onların kütüphaneye giriş izinleri var. - They have access to the library.

Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim. - I have attached instructions on how to use FTP to access our files.

access
{i} erişim

Onun belgelere erişim hakkı vardı. - He had access to the papers.

Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var. - All students have access to the library.

access
{f} bağlamak
access
{i} bilgisayar sistemine girip bilgi almak izni (bilgisayar)
access
(Politika, Siyaset) katılıma
access
(Dilbilim) edinebilirlik
access
(Kanun) mürur hakkı
access
kulanma hakkı
access
yaklaşım
access
geçit
access
ulaşma

Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür. - It is possible to access the Internet without a wire.

access
{f} eriş

Nedense benim e-postama erişemedim. - For some reason I couldn't access my e-mail.

Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım. - Let's stay somewhere with easy airport access.

access
kullanma hakkı
access
nöbet have access yanına girebilmek
access
(fiil) bağlamak
access
erişim erişim, erişmek
access
Çoğalma
access
{i} yanaşmak
access
(Avrupa Birliği) giriş, girme,katılma; erişim
English - English
access
to gain or obtain access to

    Hyphenation

    to gain or ob·tain ac·cess to

    Turkish pronunciation

    tı geyn ır ıbteyn äkses tı

    Pronunciation

    /tə ˈgān ər əbˈtān ˈakˌses tə/ /tə ˈɡeɪn ɜr əbˈteɪn ˈækˌsɛs tə/
Favorites