to furnish or endow with substance; to supply property to; to make rich

listen to the pronunciation of to furnish or endow with substance; to supply property to; to make rich
English - Turkish

Definition of to furnish or endow with substance; to supply property to; to make rich in English Turkish dictionary

substance
esaslılık
substance
hakikat
substance
toz
substance
anafikir
substance
özdek
substance
(the ile) önemli bölüm
substance
{i} madde

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır. - Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.

Zaman ne forma ne de maddeye sahiptir. - Time has neither form nor substance.

substance
{i} ana fikir
substance
(isim) madde, özlülük, cisim, öz, esas, içerik, ana fikir, asıl mesele, servet, zenginlik, sağlamlık, güçlülük
substance
{i} güçlülük
substance
özet olarak
substance
{i} asıl mesele
substance
in substance esasında
substance
{i} öz
substance
{i} esas
substance
{i} servet
English - English
substance
to furnish or endow with substance; to supply property to; to make rich

    Hyphenation

    to fur·nish or en·dow with substance; to sup·ply prop·er·ty to; to make Rich

    Pronunciation

Favorites