Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to freshen

listen to the pronunciation of to freshen
English - Turkish
{f} tazeleştirmek
{f} tazelemek

Makyajını tazelemek ister misin? - Would you like to freshen up?

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım. - Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.

sertleşmek
(rüzgar) sertleşmek
artmak
(inek) doğurmak
(rüzgâr) sertleşmek
tazeleştir
{f} serinlemek
{f} doğurmak (inek)
tazelenmek
tuzunu çıkarmak
{f} tazeleşmek
{f} sertleşmek (rüzgâr)
tazelik vermek
{f} zindeleşmek
{f} canlanmak
{f} canlandırmak
artmak sertleşmek
freshen sertleş
{f} ferahlamak

Ferahlamak için bana bir dakika ver. - Give me a minute to freshen up.

doğurmak bir halatın yerini değiştirmek veya başka türlü tazelemek
{f} (rüzgâr) kuvvetlenmek, artmak