to free or liberate from confinement or other physical restraint

listen to the pronunciation of to free or liberate from confinement or other physical restraint
English - Turkish

Definition of to free or liberate from confinement or other physical restraint in English Turkish dictionary

rescue
{f} kurtarmak

Babalarını kurtarmak için acele ettiler. - They hurried to their father's rescue.

O, beni kurtarmak için geldi. - He came to my rescue.

rescue
{i} hayat kurtarma
rescue
{i} yardım

İlk yardım ekibi gelinceye kadar dayanmaya çalış. - Try to hold on until a rescue team arrives.

Onu kurtarmana yardım edeceğiz. - We'll help you rescue him.

rescue
{i} kurtarma

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı. - Search and rescue operations began immediately.

Babalarını kurtarmak için acele ettiler. - They hurried to their father's rescue.

rescue
kurtulma

Leyla kurtulma şansını kaçırdı. - Layla missed a chance of rescue.

rescue
tahlisiye
rescue
kurtuluş
rescue
{f} kurtar

Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın. - Try to hold on until a rescue team arrives.

Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı. - Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.

rescue
{i} imdat
rescue
imdadına yetişip kurtarmak
rescue
{f} hacizden kurtarmak
rescue
{f} imdadına yetişmek
rescue
{f} muaf tutmak
rescue
{f} zorla geri almak
English - English
rescue

to rescue a prisoner from the enemy.

to free or liberate from confinement or other physical restraint

    Hyphenation

    to free or li·ber·ate from con·fine·ment or oth·er phys·i·cal re·straint

    Turkish pronunciation

    tı fri ır lîbıreyt fırm kınfaynmınt ır ʌdhır fîzîkıl ristreynt

    Pronunciation

    /tə ˈfrē ər ˈləbərˌāt fərm kənˈfīnmənt ər ˈəᴛʜər ˈfəzəkəl rēˈstrānt/ /tə ˈfriː ɜr ˈlɪbɜrˌeɪt fɜrm kənˈfaɪnmənt ɜr ˈʌðɜr ˈfɪzɪkəl riːˈstreɪnt/
Favorites