Tom biraz kaslarını gevşetmek zorunda.
- Tom has got to loosen up a little.
Bir vidayı gevşetmek için, sola çevirin.
- To loosen a screw, turn it to the left.
Ben benim ayakkabı bağlarını gevşettim.
- I loosened my shoelaces.
Birkaç bardak şarap dili gevşetebilir.
- A few glasses of wine can loosen the tongue.
Koşmadan önce gevşemek için birkaç egzersiz yapmayı severim.
- I like to do a few exercises to loosen up before I run.