Bu düğümü çözemiyorum. - I can't untie this knot.
Bu düğümü çözemiyorum.
I can't untie this knot.
Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu. - Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.
Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.
Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.