Onu hayal etmek neredeyse imkansız.
- It's almost impossible to imagine.
Bu hayal etmek oldukça kolaydır.
- It's pretty easy to imagine.
Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
- I never imagined we'd end up like this.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
- Imagine that you had a time machine.
Bir ailenin bizimkinden daha işlevsiz olduğunu düşünmek zor.
- It's hard to imagine a family more dysfunctional than ours.
Evcil hayvanın olmadığı bir hayatı düşünmek zor.
- It's hard to imagine a life without pets.