to follow an example; to imitate

English - Turkish

Definition of to follow an example; to imitate in English Turkish dictionary
follow suit: aynı şeyi yapmak
follow suit: (deyim) aynı hareketi yapmak
follow suit: aynı renkten oynamak
follow suit: aynı şeyi yapmak: When Derya got herself a telephone, Hülya followed suit. Derya kendine telefon alınca Hülya da aynı şeyi yaptı. follow the lead of s.o. birinin ardından gitmek
follow suit: taklit etmek
follow suit: (Fiili Deyim ) 1- (iskambilde) aynı renkten oynamak 2- başkasının yaptığının aynısını yapmak , taklit etmek

English - English

Definition of to follow an example; to imitate in English English dictionary: follow suit
If you are not sure of the proper etiquette, watch what others do and follow suit.

to follow an example; to imitate

Hyphenation

to fol·low an example; to i·mi·tate

History

Favorites