to flee, to depart, to accelerate suddenly

listen to the pronunciation of to flee, to depart, to accelerate suddenly
English - Turkish

Definition of to flee, to depart, to accelerate suddenly in English Turkish dictionary

bolt
{i} cıvata

Sami cıvataları çıkardı. - Sami removed the bolts.

Bazı cıvatalar sıkılmalı. - Some bolts need to be tightened up.

bolt
{i} sürgü

Kapı sürgüleri içerde. - The door bolts on the inside.

Kapıyı sürgülemeyi unutmayın. - Don't forget to bolt the door.

bolt
{i} yıldırım

Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir? - What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?

bolt
fırlayıp kaçmak
bolt
çubuk
bolt
çekilmek partiden
bolt
fırlatmak
bolt
kilitlenmek
bolt
{f} cıvata ile tuttur
bolt
(at) korkudan aniden kaçmak
bolt
(kapı) sürgülemek
bolt
dimdik ve kıpırdamadan
bolt
iki parçayı cıvatayla tutturmak
bolt
{f} fırlamak
bolt
{f} fırlamak; fırlayıp kaçmak: When the pickpocket saw
bolt
{f} tülbentten geçirmek
bolt
{f} elemek
bolt
top yıldırım
bolt
{f} kaçmak
English - English
bolt

The actor forgot his line and bolted from the stage.

to flee, to depart, to accelerate suddenly
Favorites