to flatter; to wheedle

listen to the pronunciation of to flatter; to wheedle
English - Turkish

Definition of to flatter; to wheedle in English Turkish dictionary

soap
sabun

O, sabun kabarcıklarını üfledi. - He blew soap bubbles.

Tom'un daha fazla sabuna ihtiyacı yok. Mary ona bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi. - Tom doesn't need any more soap. Mary gave him enough to last a lifetime.

soap
{i} TV, radyo melodram dizisi
soap
tv/radyo melodram dizisi
soap
sabun sürmek
soap
açmalık
soap
yağ çekmek
soap
sabunlamak
soap
{f} sabunla

Ilık su ve sabunla yüzünü yıka. - Wash your face with warm water and soap.

Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım. - Don't curse or I'll wash your mouth out with soap.

soap
(fiil) sabunlamak
soap
katiyen
soap
süs
soap
soap bubble sabun köpüğü
soap
radyo veya televizyonda yayınlanan bir seri melodram
soap
soap dish sabunluk
soap
(Tıp) biohcem. Sabun
soap
(isim) sabun
soap
imkânsız
English - English
glaver
soap
to flatter; to wheedle
Favorites