to fix; to establish

listen to the pronunciation of to fix; to establish
English - Turkish

Definition of to fix; to establish in English Turkish dictionary

stable
{s} dengeli
stable
{s} sağlam

Sami, çocukları için istikrarlı bir ortam sağlamak için çok sıkı çalıştı. - Sami worked very hard to provide a stable environment for his children.

stable
{i} ahır

Bu, ahırdaki en iyi at. - This is the best horse in the stable.

Ahırları temizlediler. - They cleaned the stables.

stable
damız
stable
sürekli
stable
kalıcı
stable
ahıra koymak
stable
devamlı
stable
{s} sabit
stable
{s} değişmez

Bellek değişmez değildir. - Memory is not stable.

stable
özel bir ahırın atları ve uşakları
stable
sağlam/kararlı
stable
ahırdaki atlar

Leyla ahırdaki atlarını vurdu. - Layla shot her horses in the stable.

stable
{s} azimli
stable
ahıra koy
stable
kararlı,stabil
stable
(Diş Hekimliği) Durağan, sabitlenmiş, dengelenmiş
stable
{i} ekip
stable
(Askeri) KARARLI (SÜRECELİ), İSTİKRARLI, DEĞİŞMEZ
stable
{i} atlar ve seyisler
English - English
stable
to fix; to establish
Favorites