to fill with wonder and surprise; to astonish, astound, surprise or perplex

listen to the pronunciation of to fill with wonder and surprise; to astonish, astound, surprise or perplex
English - Turkish

Definition of to fill with wonder and surprise; to astonish, astound, surprise or perplex in English Turkish dictionary

amaze
{f} şaşırtmak

Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez. - Tom never ceases to amaze me.

Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor. - Your compassion never ceases to amaze me.

amaze
{f} afallatmak
amaze
şaşkınlık uyandırmak
amaze
şaşkına çevirmek
amaze
hayret uyandırmak
amaze
hayrette bırakmak
amaze
hayrete düşürmek
amaze
şaşırt

Onun akıllılığı sık sık beni şaşırtır. - Her cleverness often amazes me.

Sirkler çocukları şaşırttı ve sevindirdi. - The circus amazed and delighted the children.

amaze
acayip amazingly şaşılacak surette
amaze
garip
amaze
hayret verici
amaze
{f} hayran bırakmak
amaze
amazing şaşırtıcı
amaze
amazement hayret
amaze
{f} hayret ettirmek
amaze
şaşkınlık

El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim. - I was amazed to learn that fewer and fewer young people can write in cursive.

Şaşkınlık ve hayranlık dolu olarak ona baktım. Bir süre sonra o seslendi Aval aval bakarak orada durma! - I looked at her full of amazement and admiration. After a while she hissed Don't stand there gawking!

English - English
amaze

He was amazed when he found that the girl was a robot.

to fill with wonder and surprise; to astonish, astound, surprise or perplex

    Hyphenation

    to fill with Won·der and surprise; to astonish, astound, sur·prise or per·plex

    Pronunciation

Favorites