O, görevini yerine getirmek için sağlığını feda etti.
- He sacrificed his health to fulfill his duty.
Sen benim emirlerimi yerine getirmek için buradasın.
- You are here in order to fulfill my commands.
İsteklerimden herhangi birini benim için yapmamanı istiyorum.
- I ask you not to fulfill for me any of my requests.
Değişmez bir karar verdikten sonra, o, hayallerini gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladı.
- Having made an unwavering decision, he started to make plans to fulfill his dreams.
Görevini yerine getirmeye çalış.
- Try to fulfill your duty.
Koşulları yerine getirmede başarısız oldular.
- They failed to fulfill the conditions.
Uyku ihtiyacını gidermek yerine ihmal edenler, sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardır.
- Those who ignore rather than fulfill their need for sleep will soon encounter serious effects on their health.