to fill soft substance with gas, water, etc.; to cause to swell

English - Turkish

Definition of to fill soft substance with gas, water, etc.; to cause to swell in English Turkish dictionary
bloat: kabartmak
bloat: (Tıp) Karın şişkinliği, barsaklardaki gaz sebebiyle oluşan karın gerginliği
bloat: şişirmek
bloat: tuzlamak ve tütsülemek
bloat: balık tutsülemek
bloat: şişir
bloat: {f} kabarmak
bloat: hayvanın yediği yeşilliklerin mayalanmasından dolayı işkembe veya bağırsak yollarında gaz toplanmas
bloat: (Biyoloji) abdominal distansiyon
bloat: hava vermek
bloat: {f} tütsülemek (balık)
bloat: {f} şişmek
bloat: bayt

English - English

Definition of to fill soft substance with gas, water, etc.; to cause to swell in English English dictionary: bloat

to fill soft substance with gas, water, etc.; to cause to swell

Hyphenation

to fill soft sub·stance with gas, water, etc.; to cause to swell

History

Favorites