to fight, engage, contest, oppose, resist

listen to the pronunciation of to fight, engage, contest, oppose, resist
English - Turkish

Definition of to fight, engage, contest, oppose, resist in English Turkish dictionary

combat
{f} savaşmak
combat
{i} savaş

O, savaşa gönderildi. - He was sent into combat.

Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez. - The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.

combat
harp etmek
combat
vuruşma
combat
dövüşme
combat
mücadele etmek
combat
mücadele

Küresel ısınmayla mücadelede daha aktif bir rol oynamalıyız. - We should play a more active role in combating global warming.

Atalarımız sürekli mücadele sonucunda büyük çeneler geliştirdiler. - Our ancestors developed massive jaws as a result of constant combat.

combat
savaşım
combat
mücadele et(mek)
combat
{i} ateşli bir tartışma
combat
{f} savaş açmak
combat
{f} dövüşmek
combat
(Askeri) Muharebe, harbetmek
combat
{i} çarpışma
combat
combat fatigue harp tesiriyle meydana gelen psikonorotik bozukluk
combat
close combat göğüs göğüse çarpıma single combat düello
combat
(isim) savaş, mücâdele, çarpışma
combat
{i} muharebe, savaşma, savaş, çarpışma
English - English
{v} combat
to fight, engage, contest, oppose, resist
Favorites