Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Bitkilerin acı çektiğini mi düşünüyorsun?
- Do you think that plants feel pain?
Mortgage borcumdan dolayı sıkıntı çektim.
- I suffered from my mortgage loan.
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
- He suffers from poor blood circulation to his legs.