Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Bitkilerin acı çektiğini mi düşünüyorsun?
- Do you think that plants feel pain?
Bir araştırmaya göre, dünyada bir milyar kişi yoksulluktan sıkıntı çekiyor.
- According to a survey, 1 billion people are suffering from poverty in the world.
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
- He suffers from poor blood circulation to his legs.