to fasten (something) with laces

listen to the pronunciation of to fasten (something) with laces
English - Turkish

Definition of to fasten (something) with laces in English Turkish dictionary

lace
{i} bağcık

Tom ayakkabıları için yeni bağcıklar aldı. - Tom bought new laces for his shoes.

Affedersiniz, bağcıklarınız çözülmüş. - Excuse me, your laces are untied.

lace
{f} bağlamak
lace
birleştirme
lace
(Tekstil) oya işi
lace
bağlama
lace
renklerle çizgilemek
lace
{f} bağla

Tom ayakkabı bağlarını bağladı. - Tom tied his shoe laces.

Mary çizmelerini bağladı. - Mary laced up her boots.

lace
(hafif bir içkiye) az miktar sert içki katmak
lace
bağla(mak)
lace
sırma/dantel/ip/kordon
lace
dövmek
lace
(isim) dantel, oya, şerit, bağ, bağcık
lace
korse kaytanını çekerek beli sıkıştırmak
lace
şiddetle azarlamak
lace
{i} oya

İrlanda oya işleriyle meşhurdur. - Ireland is famous for lace.

lace
{f} bağlanmak
lace
{f} süslemek
lace
(Tekstil) dantel, dantela; şerit, sırma
lace
{f} (ayakkabıya) bağlarını geçirmek
English - English
lace
to fasten (something) with laces
Favorites