to fasten; to fix

listen to the pronunciation of to fasten; to fix
English - Turkish

Definition of to fasten; to fix in English Turkish dictionary

seize
el koymak
seize
{f} ele geçirmek
seize
{f} el koymak, zaptetmek, müsadere etmek, gaspetmek
seize
haczetmek
seize
(Bilgisayar) hat ele geçirmek
seize
ensesine yapışmak
seize
ele geçir

Kısa bir çatışmadan sonra kasabayı ele geçirdik. - We seized the town after a short battle.

O, korku yüzünden ele geçirilmiştir. - He was seized with fear.

seize
tutmak
seize
ele geçir,tut
seize
{f} tutuklamak
seize
{f} tutukluk yapmak
seize
sicim sarıp bağlamak
seize
{f} kavramak
seize
{f} gaspetmek
seize
(Avrupa Birliği) zapt etmek, ele geçirmek
seize
{f} takılmak (makine)
seize
(hat) ele geçirmek
seize
{f} anlamak
seize
{f} zaptetmek
English - English
seize
to fasten; to fix
Favorites