Uçuşu kaçırmak istemiyorum.
- I don't want to miss the flight.
Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor.
- Tom doesn't want to miss his flight.
Ok hedefini ıskaladı.
- The arrow missed its target.
Tom Mary'ye ateş etti fakat ıskaladı.
- Tom shot at Mary, but he missed.
Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar.
- That was a terrible miss! cried the commentators.
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
- Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.
Anne üniversitedeki kızını özledi.
- The mother missed her daughter who was away at college.
Hepimiz seni özledik.
- We've all missed you.