to extend an area, or to lengthen a line

listen to the pronunciation of to extend an area, or to lengthen a line
English - Turkish

Definition of to extend an area, or to lengthen a line in English Turkish dictionary

produce
üretmek

Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır. - If you are a member of a primitive community and you wish to produce, say, food, there are two things that you must do.

Dil bilgisi açısından doğru olan cümle üretmek için çalışman gerekir. - You should try to produce grammatical sentences.

produce
{f} yetiştirmek
produce
yapmak (film)
produce
sebze ve meyve
produce
tarım ürünleri
produce
imal etme
produce
(film) sahneye koymak
produce
husule getirmek
produce
ürün

Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır. - Fresh produce is sold at an open-air market.

Şirket soya sosu ve diğer gıda ürünlerini üretiyor. - The company produces soy sauce and other food products.

produce
yapmak
produce
ortaya koymak
produce
{i} sonuç

Çabalarım hiç sonuç vermedi. - My efforts produced no results.

Benzer sebepler benzer sonuçlar üretirler. - Like causes produce like results.

produce
{f} yönetmek [tiy.]
produce
{f} göstermek

Polis fiziksel kanıt göstermekte başarısız oldu. - Police failed to produce physical evidence.

produce
{f} (meyve/sebze) vermek
produce
ortaya çıkarmak
produce
{i} mahsul
English - English
produce
to extend an area, or to lengthen a line
Favorites