to explain; to put into words; to make something specific

listen to the pronunciation of to explain; to put into words; to make something specific
English - Turkish

Definition of to explain; to put into words; to make something specific in English Turkish dictionary

articulate
{s} tane tane söylenmiş
articulate
mafsal ile birleştirmek
articulate
{s} kolay anlaşılan
articulate
mafsallı
articulate
(Dilbilim) rahatça konuşabilen
articulate
eklemli
articulate
anlaşılır
articulate
düşünce ve duygularını rahatça dile getirebilen
articulate
açık seçik konuşmak
articulate
{s} konuşkan

O konuşkandı ama onun söylediklerinden hiçbiri doğru değildi. - She was articulate, but none of what she said was true.

Mary akıllı ve son derece konuşkan genç bir kadın. - Mary is an intelligent and highly articulate young woman.

articulate
eklemli/açık seçik
articulate
(Biyoloji) ifade et
articulate
açık seçik
articulate
{f} açık bir şekilde ifade/telaffuz etmek
articulate
mafsal ile birletirmek mafsallarla bitişmek
articulate
{f} hecelemek
articulate
eklemli,v.ifade et: adj.rahatça konuşabilen
articulate
boğumlu
articulate
{f} açık seçik belirtmek
English - English
articulate
to explain; to put into words; to make something specific
Favorites