Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to exert control or influence over someone or something

listen to the pronunciation of to exert control or influence over someone or something
English - Turkish

Definition of to exert control or influence over someone or something in English Turkish dictionary

guide
{f} rehberlik etmek

Chicago için rehberlik etmek istiyorum. - I want a guide to Chicago.

Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır. - There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.

guide
{i} rehber

Bir sonraki rehberli tur saat kaçta? - When is the next guided tour?

Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim. - I went with the women so that I could guide them around Nagasaki.

guide
tırnak
guide
{f} yönlendirmek
guide
{f} götürmek
guide
kılavuzluk etmek
guide
{f} rehberlik et

Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır. - There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.

Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler. - Gods came down on earth to guide humanity to its end.

guide
{i} kılavuz

İngilizce konuşan, ruhsatlı bir kılavuz istiyorum. - I want a licensed guide who speaks English.

Kılavuz mümkün olduğu kadar erken işe koyulsak iyi olur dedi. - The guide said that we had better set out as soon as possible.

guide
{i} model
guide
işaret etmek
guide
{f} sevketmek
guide
(Tıp) Oluklu sonda
guide
{i} rehber kitabı, rehber
guide
{i} örnek
guide
{f} öncülük etmek
guide
{i} danışman
guide
{f} yönetmek, idare etmek
guide
(Askeri) HİZAYA GELMEK, İSTİKAMETE GELMEK: Yürüyüşte diğer bir şahıs, birlik veya cisimden, yerine göre, hizaya gelmek veya istikamet almak. Ayrıca bakınız: "alignment"
English - English
guide
to exert control or influence over someone or something

    Hyphenation

    to ex·ert con·trol or in·flu·ence over some·one or some·thing

    Turkish pronunciation

    tı îgzırt kıntrōl ır înfluıns ōvır sʌmwʌn ır sʌmthîng

    Pronunciation

    /tə əgˈzərt kənˈtrōl ər ˈənflo͞oəns ˈōvər ˈsəmˌwən ər ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /tə ɪɡˈzɜrt kənˈtroʊl ɜr ˈɪnfluːəns ˈoʊvɜr ˈsʌmˌwʌn ɜr ˈsʌmθɪŋ/
Favorites