to evade the search or pursuit of by dexterity or artifice

English - Turkish

Definition of to evade the search or pursuit of by dexterity or artifice in English Turkish dictionary
elude: {f} sıyrılmak
elude: {f} aklına gelmemek
elude: yakayı kurtarmak
elude: -den kurtulmak
elude: hatırlayamamak
elude: yakayı sıyırmak
elude: -den sıyrılmak
elude: paçasını kurtarmak
elude: tehlikeyi atlatmak
elude: yakasını kurtarmak
elude: kaçamak yap
elude: kaçmak
elude: bertaraf etmek paçayı kurtarmak
elude: {f} çağrıştırmamak
elude: {f} hatırlayamamak, aklına gelmemek: The name of the town eludes me. Şehrin adı aklıma gelmiyor
elude: {f} kurtulmak
elude: {f} kaçamak yapmak
elude: {f} anlayamamak
elude: kurtul
Tom yakalanmaktan kurtulmayı başardı. - Tom managed to elude capture.
elude: (fiil) kurtulmak, kaçamak yapmak, sıyrılmak, kaçınmak, anlayamamak, aklına gelmemek, çağrıştırmamak

English - English

Definition of to evade the search or pursuit of by dexterity or artifice in English English dictionary: elude

to evade the search or pursuit of by dexterity or artifice

Hyphenation

to e·vade the search or pur·suit of by dex·te·ri·ty or ar·ti·fice

tı iveyd dhi sırç ır pırsut ıv bay deksterıti ır ärtıfîs

/tə ēˈvād ᴛʜē ˈsərʧ ər pərˈso͞ot əv ˈbī dekˈsterətē ər ˈärtəfəs/ /tə iːˈveɪd ðiː ˈsɜrʧ ɜr pɜrˈsuːt əv ˈbaɪ dɛkˈstɛrətiː ɜr ˈɑːrtəfɪs/

History

Favorites